22 Temmuz 2020 Çarşamba

BEYKOZ SPOR KULÜBÜ BİNASI VE YOL GENİŞLETMEK İÇİN KURBAN EDİLEN 3 ÇINAR AĞACI




Evvel zaman içinde bir Beykoz Spor Kulübü Binası varmış...hemen önünde Çınar Ağaçlarının gölgelediği, yaşlı, yorgun ama gururla ayakta kalan bir bina...ne anılara ev sahipliği yaptı, nice mutlu, nice hüzünlü günlere yuva
oldu...70'li yıllarda bina dışındaki ışıklı tabelada Beykoz Gençlik Spor Kulübü yazardı...geceleri aydınlatan yuvarlak arma ışık saçardı etrafa...Beykoz Spor Kulübü değil de neden Beykoz Gençlik Kulübü yazardı, o günlerde anlayamasak da sonraları çok iyi anlayacaktık...

Beykoz Gençliğinin buluşma adresi idi kulüp...bina içindeki tahta zeminli basketbol alanında düğünler, nişanlar yapılırmış...yani nice mutluluklara da ev sahipliği yapmış. Beykoz'da 0070 ve en son olarak da 80'li yıllarda altın çağını yaşamış Beykoz Spor Kulübü binası ve bahçesi, kayıkhanesi...dönemin gençleri mutlak surette bir spor dalı ile ilgilenmeye kendini mecbur hissederdi...tamamı çok iyi yüzücü idiler...bıraksalar Beykoz'dan Yeniköy'e akıntı olmasa yüzebilecek çok genç varmış derler...

Çocukluk hali ile ne zaman oradan geçsem Basket oynayanlara, yüzenlere rast gelirdik...akşam üzerleri ise kürek takımı Boğaziçi'nin mavi sularında kuğu misali akar, antrenman yapardı. Kulüp Müzesini ilk gördüğüm yani 1980 yılında ne de çok şaşırmış idim...Paşabahçe'de oturmakta iken Beykoz'a Şahinkaya'ya taşındığımız yıllar idi o zamanlar. Kupalar, Şiltler, Resimler, Madalyalar...

Belki  o günlerin Nostaljisini yapmak için çocuk yaşta idik ancak yaşanmışlıkları da unutamayız...Anne tarafından Akrabalık bağlarımızın olduğu Kulüp Görevlisi Rahmetli Haydar Amca'dan 1981 Takvimini Almak için ne dil dökmüş idim..Haydar Amca, Kulüp Malzemecileri Rahmetli Sefa Tarıcan ile Allah uzun ömürler versin Kardeşi Levent Tarıcan ve Zabıta Mesut Tarıcan'ın Babaları idi. Yani 12-13 yaşlarında benimde uğrak yerimdi Kulüp Binamız...

Kulüpte Efsane Kulüp Müdürlerinden Rahmetli Gerdan İsmail uzun yıllar görev yapmış idi. Sonraları Ahmet Çakmak, Sabahatin Kır, İsmail Albarak'ın görev zamanlarını çok iyi hatırlarım...Kış aylarında bazen çatıdan akan yağmur damlaları sağa sola bırakılan kovalara dolardı. Kulüp Müzesinin arkasından ve Basket Salonu olarak bilinen yan bölümden balkonlara iki çıkış kapısı vardı.

Dedik ya başlarda neden Beykoz Spor Kulübü değil de Beykoz Gençlik Kulübü diye sormuştum ya kendi kendime, işte bunun cevabı yüzlerce sporcusunun, olması, gençlere ev sahipliği yapması idi...gençlik çağlarda kulüp binası girişine attığımız sandalyede otururken, akşam da olmak üzere iken, kalabalıklaşmaya başlardı bina...20-30 kişilik bir gurup sol taraftaki salona giriş kapısından çıkıp Beykoz Korusu yönünde koşarak uzaklaşınca " Kim bunlar"  demiştim Haydar Amcaya....bizim Boks Takım Sporcuları imiş Koruya oksijen depolamaya gidiyorlarmış.

Basketbol sahasına inen basamaklardan kalabalık bir grup daha inmekte iken yine sordum kim bunlar diye, onlar ise kürek takımı sporcuları imiş...Beykoz yönünden şakalaşarak, güle oynaya gelen bir grup belirdi, bunlar Basketbol Takımı sporcuları imiş...merak edip kayıkhaneye indiğimde futaları çıkarmakta olan sporcuları gördüm, " Aman dikkat kayarsın " demelerine kalmadan zemindeki yosunlara beni yere sermez mi...çocuk yaşlarda olsak da onca acı ile ağlamakta bize yakışmazdı ancak günlerce çekmedim o ağrıyı...

Beykoz Spor Kulübü ile ufak yaşlarda tanışmam ve abim ile Beykoz Spor Kulübü Arşivini tutmaya başladığımız zamanların ardından çok yıllar geçti, hatta medya dünyasındaki profesyonel çalışmalarımızın ana  kaynağı Beyokoz ile ilgili haberler çıkarabilmek idi. Geriye dönüp baktığımda Fotospor, Fanatik, Fotomaç gibi spor gazetelerinde çıkan yüzlerce haberi arşivden bulup okumak keyif vermekte ama bir o kadar da acı yaşattırmakta....nereden nereye gelindi...

Yüzme bilmeyen binlerce Beykozlu, sadece futbola odaklanılmış bir yönetim anlayışları, hatalar, kusurlar, kısmetsizlikler ne derseniz deyin bina ile birlikte adeta buharlaşıp uçup giden bir tarih.....biz yaşadıklarımızı kağıda, bilgisayar sayfalarına dökmeye devam edeceğiz...aynen haberde kullanılan fotoğrafı da içinde barındıran Meslekteki Üstadımız Nazım Alpman'ın " Evvel Zaman içinde Beykoz " kitabı gibi...

Ne mutlu ki bize " Beykoz Gençlik Kulübü " Armalı Aşofman, Anorak şahsi müzemizde durmakta...Sümerbank Beykoz'da olduk, Baskette TTNET Beykoz'da olduk, en son Beykoz 1908 de olduk ama eski yıllardaki ruh bir daha yakalanamadı. Bu sebeple fırsat bulduğumuz her anda eski yıllara yolculuk yaptık....hali hazırda Spor Sayfalarını hazırladığımız Dost Beykoz Gazetemizde " Beykoz'un Efsaneleri " Yazı Dizimiz başlattık...ilkini Cemil Akbay, ikincisini Ali Zengin, ile yaptık sonrasında sırası ile Hoca Mustafa, Çakal Erdoğan, Takoz Recep, Oral Abimiz ve diğerleri ile devam edeceğiz.

Tabii ki Yıllar Önce Beykoz Haber Gazetesinde yaptığımız Yazı Dizisi yani " Kalpten Beykozlular " Adlı dizimiz de arşivimizde durmakta...ne mutlu ki bugün hayatta olmayan ve rahmetle andığımız birçok eski Beykozlu ile birebir yaptığımız anı yolculuğunu sayfalara dökebilmiş idik....

Dileğimiz o ki Kulüp Binamızda o renkli neşeli, kalabalık günleri yeniden yaşayabilmek, o her bir kupayı silmek, tozunu almak bile bir şeref bizim için...değişik dönemlerde Beykoz Spor Kulübü bünyesinde ve halen daha Müze Kurulu Üyesi olarak o değerleri, başarıların yansımalarını Kulüp Binamızda görmek bakalım  mümkün olacak mı...

TALİP ERCAN / ANILARLA YOLCULUK VE BEYKOZ SPOR KULÜP BİNASI

1 yorum:

Mustafa Aydın dedi ki...

İnşaallah kulüp binası en kısa sürede tekrar eski çağına dönerde biz gençlerin uğrak yeri olur gençliğimiz çınarlar gibi yetişir.

Emeğinize sağlık. .